kapitalizmin savaş dahil şeyleri estetize edişi

Birincil sekmeler

Peki neden özellikle bu çağda çıktı? Neden ısrarla sözü bozma, cümleyi parçalama çabası içinde bu şiir? Bunların belli başlı sebepleri olmalı değil mi?

Küresel kapitalizmin bu denli vahşileştiği bir çağda, işin artık etnik tasnife döndüğü bir çağda bu ayrımı daha da kışkırtmanın ne âlemi var demek istiyorsunuz herhalde! Ama şu görülmeli insanoğlu onursuz bir şekilde itilip kakılıyor, bazı mega projelerin içinde, dev alışveriş merkezlerinde bir tüketim metası olarak kullanılıyor. İstatistikler ve anketler medya aracılığıyla insan beynine şırınga ediliyor, yönlendirme maksadıyla. Ne yani biz bu muyuz? Biz diyoruz ki, insan kendi içindeki boşluğu yeniden anlamlandırmalı, kendini anlayan anlamlandıran insan başkalarını anlayabilir ancak. Küresellik ataerkilliğin çöplüğü! Kartel derebeylikleri! Öyleyse bu düzeni yeniden sorgulamamız gerekir; faşizmin nüveleri orada hala barınıyor çünkü. Üstelik sadece görüntüde değil konuştuğumuz ve kavramlar yarattığımız dilin de içine sinmiş durumda. İşte, biz şiirle bu sorgulamayı yapıyoruz ve ataerkil aidiyetin kısırlaştırılmış dünyasını yeniden tartışmaya açıyoruz. Elbette şiirin görevi bu direnişi doğrudan politik düzlemde değil dil stratejileri ve işaretler üzerinden yapmaktır. Zaten, tahakküm aygıtları tahakkümün mantığını temsil eden dilsel yapılar üzerinden kuruyorlar erklerini. Bu dil yapılarına yönelik her bozma eylemi şiir içinde öznenin kendi var olma biçimini belirliyor. Kişideki her varlık arayışı aşkın ve içkin döngülerden geçerek şiirin mistik olduğu kadar politik yanını da ortaya çıkarıyor.

Yorumlar

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 42

‘yukarı’ dedin

küresellik ataerkilliğin çöplüğü gerçekten..erkek egemen toplumun son merhalesi bu küresellik oldu, var mı ötesi bilmiyorum ama buradan feminist bir çare varsa ben de varım.. Bu düzeni feminist bir anlayış ve ona hitap eden bir feminist şiir yıkabilir ancak..

ve kanımca erkekler beceremez...

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 32

‘yukarı’ dedin

erkekler feministlik ederse gene olmaz. kadınlar feministlik etmeli. erkekler feministlik etmeli.

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 46

‘yukarı’ dedin

her kadın feminist olmalıdır.

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 47

‘yukarı’ dedin

dayanışma içinde olan her erkek harekete dahildir aslında.

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 46

‘yukarı’ dedin

baskıcı erkek egemen sistem iki tip kadın yarattı:

1) sistemin çizdiği sınırlarda kendisi için belirlenen rol ve kimliği yaşayan kadın 2) aynı sistem içinde iktidar öznesi olan erkekle yarışan kadın

yeni feminist hareketin başarıya ulaşabilmesi için bu kadın tiplerinin dönüşmesi gerekiyor..

Şiirin buradaki rolü ya retoriğini oluşturmuş doğrudan politik olabilir ya da erkek egemen dizgenin kodlarıyla oynayan dolaylı politik olabilir.

Fakat sanırım retoriği oluşturma meselesi biraz da tamamlanmış ya da anlam sınırları belirginleşmiş bir anlayış için sözkonusu olabilir. Dolayısıyla, önce dolaylı politik olması gerekecektir çünkü bir kod parçalanmasından doğacak boşluktan ve alan açımından üretecektir kendi retoriğini de.

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 16

‘yukarı’ dedin

şiir yoluyla kadının yeniden sunumu.

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 35

‘yukarı’ dedin

yok yok onu demedim ben... şimdi modern şiire baktığımızda hasasiyeti çok yüksek gibi görünen şairlerde de edilgen bir kadın tipolojisiyle karşılaşmaktayız. pasifize edilmiş kadınlardan söz ediyorum. üstelik erdem, yüksek ahlak, estetik bağlamlar adına bir yere oturtuluş, kadının edilgen kılınışı. buydu şiir yoluyla yeniden sunum dediğim, yani üretilen değil de tüketilen bir şey... açık saçık vereceğimiz çok fazla örnek bulmak mümkün