Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


talk:bueyuek_anlatılar:tuerkiye_de_bilim-kurgu

Farklar

Bu sayfanın seçili sürümü ile mevcut sürümü arasındaki farkları gösterir.

Karşılaştırma görünümüne bağlantı

İki taraf da önceki sürüm Önceki sürüm
Sonraki sürüm
Önceki sürüm
talk:bueyuek_anlatılar:tuerkiye_de_bilim-kurgu [2011/04/22 01:40]
editor
— (mevcut)
Satır 1: Satır 1:
- --- //​[[[email protected]|serkan isin]] 2011/04/22 00:32// Maddeyi yazmaya çalışırken,​ konu üzerine yazılmış şeylerin çok az olduğunu, gösterilen çabanın incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar sığ olduğunu görmek insana acı veriyor. Web üzerinde ulaşılabilecek kaynaklar sınırlı olduğu kadar, bu kaynakları oluşturan kafa yapısının da işe ancak 70'​lerden sonraki bir dönemde oluşmaya başladığını görmek de üzücü. Ayrıca Tanzimat döneminde en çok çevrilen yazarlardan biri olan Jules Verne'​nin Bilim-Kurgu konusunda zerre referans alınmaması,​ apayrı bir konu. **Kaptan Nemo'​yu hiç anlamamış bizim bilim-kurgu,​ hiç merak bile etmemiş anlaşılan?​** 1950'​den önce olan biten ile ilgili kaynak ise neredeyse yok. Hay-Bin-Yazkan ya da Felibeli'​nin adlarının genç ya da orta kuşak bilim-kurgu amatörleri arasında esamesi bile okunmuyor. Fikret Hakan'​ın yukarıda gösterdiği tepki, kurumlaşmış bir tepki sayılır. Yani sol-kemalist kültüre hakim çevre içinde bilim-kurgunun eleştirel bir değeri olmadığı apaçık ortada. Fakat bundan yılan yazarların olması ilginç. Yazarların çoğu türkçenin bilim kurgu ya da fantastik edebiyat konusunda nasıl imkanlara sahip olduğunu tartışmamış ve işi genelde Amerikan Emperyalizmi diyerek okuyan çok fazla. Ki bu da cahilliğin ilk göstergesidir. İnsanların "​bilim"​ falan diyerek teknolojiyi kastettiklerini de fark ediyorsun okurken yazıları. Metafizik bir problem olduğu kesin. Yoksa PKD, zamanında değerlenirdi o teknolojiye tapan Amerikan Rüyası'​nda. Ve o Amerikan Rüyası teknoloji konusunda o kadar kafası çalışsaydı Neuromancer'​da sınır-durumlar Japon olan üzerinden anlatılmazdı. 
  
-Çeviriler kötü ve 70'​lerden bu yana yazılan hikayelerin ana sorunu: kitap ya da öykü okumamak, hatta hiç okumamak. İşin bu yanı bambaşka bir konu. İçimden gelen şu, öykü tröstleri, bilim-kurgu yazarlarını tüm amatörlükleri ile değerlendirmemişler ve sanki cezalandırmışlar gibi görünüyor. Orhan Duru'​nun Soyut'​ta bilim-kurguya yakın hikayeler yayınlaması bir yana, 50 öykücülüğünün varoluşçuluk civarlarında dolanması, belki de bu amatör alanı değersiz kıldı. Çünkü Necati Tosuner'​in yazdığı bir öykünün "​bilim"​ taşımasına gerek yok. Kamburunu sokak ortasında kesip atan adam imgesi, aşılması zor bir imge, örneğin. Laf ödnüp dolaşıp, Türkiye'​de bilim-kurgunun kötü edebiyat ile ilgili kısmına geliyor. Günümüzde öykü yazan, roman yazan kişilerin bile hala bu konuda belli saplantıları olması, türün, hiç bir şekilde belirlenmemiş olması, alt-tür, yan-tür falan gibi hiç bir dallanma, budaklanma yapmaması, temaların belli olmaması... Liste uzayıp gidiyor. Şu kadar şeyi 1 günde topladım ve göz attığım tüm kaynaklar web üzerinde. Neyse, olayı özetleyen tek bir fotoğraf var aslında ve [[http://​www.x-bilinmeyen.com/​76oyk/​id11.htm|o fotoğraf da şurada]]. Bana göre, meseleye bakmak isteyen, yakından bakmak isteyen buradan başlamalı sanki. 
- 
-Neyse, tür, ölü doğmuş gibi görünüyor. Adı 1973'​te koyulsa da, bilimin '​sosyal bilimler'​ ve kurgunun da 'bizi işgal edecekler ya da sağ sol kavgası'​ olduğu bir zamanda gözlerini açmış olması büyük talihsizlik. Fikret Hakan'​ın 2003 yılına kadar uzattığı o itiraz sesi, kolay kolay kısılacak gibi de görünmüyor. 
talk/bueyuek_anlatılar/tuerkiye_de_bilim-kurgu.1303422059.txt.gz · Son değiştirilme: 2021/07/28 12:22 (Dışarıdan düzenle)