İçindekiler

Parodi

Eski Yunanca Parodia (παρῳδία) sözcüğünden gelir. Parodie (Fr.), Parody (İng.),burlesque (taklit ederek alay eden), Türkçede yansılama, TDK'ya göre ise “Ciddi olduğu varsayılan bir yapıtın bir bölümünü ya da tümünü koşutlukları koruyarak alaya alan, biçimini bozmadan ona bambaşka bir içerik vererek, özle biçim arasındaki bu karşıtlıktan gülünç ve eleştirel etkiyi var eden oyun biçimi.”

Parodia.(paro ode/karşı ezgi) bir şarkıyı başka bir tonda söylemek, yani bir melodiyi başka bir ses perdesine geçirmek. Aristoteles’in Poetika’sına göre ise “soylu bir türün - destan, trajedi -, şiirsel bir tonda yazılmış bir parçanın gülünç bir taklidi”.

Antikçağdan beri dolaşımda olan Parodi hakkında özellikle son yüzyılda farklı tanımlamalara gidilmiştir. Adları genellikle yan yana anılan parodi ile pastiş bazı dilbilimcilere göre neredeyse eşanlamlıdır (rus biçimcileri, özellikle Bahtin)bazılarına göre ise (Linda Hutcheon, Gérard Genette)birbirinden belirgin farklarla ayrılırlar.

Pastiş daha taklit olarak kullanılırken parodi'nin en önemli işlevlerinden birisi “dönüştürücü” olmasıdır. Sinemada, tiyatroda ve daha pek çok alanda parodinin farklı türlerinden ve kullanımlarından söz edilebilir. Yazınsal anlamda bir şeyin parodisinden söz edilirken iki tür metin devreye girer. Birincisi ana metin diyebileceğimiz parodisi yapılan yani “parodik” olan metin, diğeri de bu parodik metinden yola çıkarak oluşturulan/dönüştürülen yeni metin. Bu noktada parodi ana metnin bir bölümünün alıntılanması şekline olabileceği gibi o metnin bütünün parodisi de yapılabilir. Bu parodi genel olarak üç şeyin parodisi olabilir. Biçimin, içeriğin ya da biçemin. Yani bir metnin içeriğine dokunulmaksızın biçimi üzerine, biçimine dokunulmaksızın içeriği üzerine ya da biçim ve içerik esas alınmasızın biçemi üzerine olabilir. Bu noktada TDK'da yer alan parodi tanımında yer alan “biçimini bozmadan ona bambaşka bir içerik” vermek ifadesi, devamında yer alan parodiyi sadece bu şekilde “özle biçim arasındaki” karşıtlıktan doğan bir şey olarak görmek yetersiz bir tanım gibi duruyor. Parodiyi sadece bir şeyi “gülünçleştirmek” olarak görmek de yanıltıcı olacaktır. Aslında buradaki gülünçlüğü getiren de TDK tanımındaki gibi parodik olan şeyin iç uyumsuzluğu değil, parodi sayesinde oluşan, parodi ile parodik olan arasındaki uyumsuzluktur. Parodi pasif bir şey değildir. Aslında bir tür “yoldan çıkarma” bile denilebilir.

Parodinin sadece “gülünçleştirici” olmamasının bir nedeni de ironiyle olan akrabalığıdır. Parodi içerdiği ironiyle yapar bunu. Zaten “Parodia”nın aynı zamanda bir kaktüs türü olması da bu ilişkiyi olumlaması (iğneleyicilik) bakımından enteresandır. 1)

Modernizm, Postmodernizm ve Parodi

Postmodernizmin yerleşmesi ya da yaygınlaşmasıyla parodi postmodern sözlükte önemli ve ayrıcalıklı bir yer tutsa da uzun tarihine ve işlevlerine bakıldığında Antikçağ'ın olduğu Modernizmin de parodiyle flört ettiği görülür. James Joyce'un Ulysses'inin Homeros'un Odessea'sıyla; T.S. Eliot'un Waste Land'inn (Çorak Ülke) Dante'nin The İnferno'suyla ilişkisi gibi. Aradaki en temel fark belki de Modernizmin bunu ana metni sorgulamak postmodernizmin ise “dönüştürmek, yeniden işlemek aslında belki de 'bozmak' ya da eksiklerini/boşluklarını öne çıkarmak” üzere parodiyi kullanmaları olabilir.

Buraya kadar az da olsa ifade edildiği haliyle bile parodi, Postmodernizm için büyük anlatılarına temelli karşı çıktığı modernizme karşı etkili silahlardan biri olmuştur denilebilir. Özellikle bu büyük anlatıların özel noktalarına ya da “soylu/asil” kılınmış taraflarına temas ederek ve bunun parodisini yaparak rakibine karşı kullanmıştır.

Bkz