====== İş ====== İş kelimesinin sözlük anlamları;
1 . Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma: 2 . Bir değer yaratan emek. 3 . Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev: 4 . Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü. 5 . Kamu yararına yapılan işler. 6 . Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma. 7 . Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek: 8 . İş yeri 9 . Ticari anlaşma, alışveriş. 10 . Herhangi bir maksatla kurulan düzen: 11 . Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz. 12 . Yapılan şey, davranış. 13 . Nakış, örgü gibi elde yapılan şey: 14 . Emek, işçilik, ustalık. 15 . İşlem. 16 . Sorun, konu, mesele, maslahat: 17 . Gizli sebep veya maksat: 18 . Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış. 19 . fizik Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç. **tasar:** Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan **tasarı:** -Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim, proje, Hukuk, Hukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. **tasarım:** 1- Zihinde canlandırılan biçim. 2- Tasar çizim, dizayn. 3- Felsefe Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. **tasa:** 1-Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam: 2- Psikoloji Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu. **tas:** 1- Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap. 2- Sıfat Bu kabın alacağı miktarda olan. 3- Başa giyilen metal koruyucu: **İşar**: yazı ile bildirme **İşa:** karanlığın bastığı vakit, akşam, gece **İşaa(t):** yayma, herkese duyurma. duyulmamış bir şeyin duyulmasına yol açma. işaa etmek: yaymak, herkese duyurmak **İşaret**: Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im. Belirti, gösterge, levha, tabela, alamet. El, yüz hareketleriyle gösterme