NESNEL BAĞLILAŞIM

Birincil sekmeler

Katranark

NESNEL BAĞLILAŞIM (OBJECTIVE CORRELATIVE) Çeviren: Suzan Sarı

İbare, ’ın 1919 tarihli “Hamlet ve Problemleri” (Hamlet and His Problems) denemesinden gelir: “Coşkuyu sanat biçiminde anlatmanın tek yolu nesnel bağlılaşım yani o tek coşkuyu formüle edebilecek bir nesneler dizisi, bir durum ya da bir olaylar zinciri bulmaktır, öyle ki duygusal deneyimle sonuçlanacak dış gerçekler açıklandığında coşku uyansın.” Eliot bu formülü Hamlet’in “nesneleştiremediği” bir coşkudan muzdarip olması ve Shakespeare’in oyunu yazarak duygularını tatmin edici bir şekilde ifade edememesinin uzantısı (prolongation) olan dramatik güçlük alanındaki “sanatsal başarısızlığı”nı bildirmek için kullandı. Hamlet’in “tiksinme”si nesnesini (annesinin ensest evliliği) aşar tıpkı Hamlet öyküsünün Shakespeare’i oyununda kullanmaya iten coşku için yetersiz kalan aracı gibi.

Eliot’ın denemesi birçok eleştirmeni Hamlet’in başarısızlığına ikna edemememiştir, ancak nesnel bağlılaşım ibaresi estetik bir yargı aracı olarak genel kullanımda yerini almıştır. Bir eserdeki bir görüntünün (ya da başka bir öğe) istenen o “tek coşku”yu temsil edebilmedeki başarısızlığını hissettiğimizde ya da bir coşkunun “temsil”inden çok tarif edildiğini hissettiğimizde sanatçının bir nesnel bağlılaşım bulamadığını söyleriz. Ve sanatçının coşkusunu açıklayıp tatmin olamadığı tereddütüne düşersek eserin kendisinin yetersiz nesnel bağlılaşım olduğunu söyleriz. Eliot denemesinde bu iki kullanımı öne sürmüş ne var ki her biri farklı teorik bütünlere sarılı sunulmuş. Eliot’ın formülü – üstü kapalı romantik “aşkınlık” eleştirisi ile – modernist bir hava taşır, fakat duygusal deneyimin sunumuyla coşku yaratacak bir şiir gerekliliği 19. yüzyılda geleneksel bir tutumdu. Eliot’ın formülasyonunun önceki örnekleri birçoğunun arasından Pater (DeLaura), 1850’de Sanat Üstüne Konferanslar (Lectures on Art) ında bu ibareyi kullanan Washington Allston (Stallman), Coleridge (DiPasquale) ve Schiller (Wellek) tarafından destek görmüştür. Aslında, Eliot’ın formülasyonu 20. yüzyıl imagism’inin ortalama bir tanımıdır. Ford Madox Ford’un Pound’un Cathay’ını (1915) incelerken Eliot’ın Ezra Pound’un Ölçüsü ve Şiiri (Ezra Pound: His Metric and Poetry )(1917) yazısında bahsettiği şu cümleyi alıntılar:“şiirin nesneler yoluyla okurda yaratılan coşku, nesneleri vermeye bağlı olduğu düşüncesi”. Böylece Nesnel Bağlılaşım bir açıdan da, 20. yüzyıl modernizminin kendini görünürde yerini almaya niyetlendiği 19. yüzyıl estetik değerleriyle eşitlediğine işaret eder.

“Gelenek ve Bireysel Yetenek” (Tradition and the Individual Talent, 1919) ve başka yazılarında Eliot, şiirin tatmin edici yapısının şairin fiziksel acısını – şiirde ifade edilen coşkuyla ilişki gerektiren “kişisel” coşku - ihtiyaç dindirmeye yaradığını öne sürer. Şair kendi duygularını şiiri üretirken bir anlamda bunlardan “kaçış”ını “ifade eder”. Nesnel Bağlılaşımın psiko-biyografik yönü imagist yönüyle ilgili olmak zorunda değildir; Eliot’ın Hamlet denemesinde bu iki yönü boyunduruğu altına alarak - Hamlet’in “problem”i Shakespeare’inkini taklit eder- mantıksızdır.

Nesnel Bağlılaşım, Eliot’ın kendi şiirlerine (örneğin Malthi-essen'i) uygun okumalarda faydasını gösterdiği halde teorik olarak durumu pek parlak değildir. Eliot’ın formülasyonu totolojinin (aynı fikrin farklı sözcüklerle gereksiz tekrarı) sınırlarındadır “bir sanat eseri tarafından uyandırılan coşku o eserdeki öğelerin ürünü olmalıdır” - olası bir açımlamadır. İmagistlerin, nesnenin kendine özgü bir coşkusal değer taşıdığı, konikleşmiş sunumuyla nakde çevrilebilirliği iddiaları artık revaçta olmayan epistemolojiye bağlıdır ve şiirde bir nesneyi adlandırmanın okura –gerçekte nesnesiyle birlikte - somut anlamda deneyim sunduğu fikri daha çok edebiyatı böylesi bir göndergeliliğin imkansızlığı “hakkında” yazmak olarak gören yapısalcı ve postyapısalcılar tarafından reddedilmiştir:. Ancak şeyleri sezgiyle adlandırdığından sanat üstüne anladığım, Nesnel Bağlılaşım şu felsefi değişimleriyle hayatta kalabilecek terimlerden biri gibi görünüyor.